Kötülüğün kaynağı
Örsan K. Öymen
Son Köşe Yazıları

Kötülüğün kaynağı

14.06.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

AKP iktidarında yaşanan kötülüklerin niteliği ve niceliği, sadece Türkiye ölçeğinde değil, dünya ölçeğinde de, en azından son 20 yılda, nadir rastlanan şeylerdir.

İnsanların hükümete yönelik düşüncelerinden, eleştirilerinden ve muhalefette siyaset yapmalarından ötürü tutuklanması; gözaltında ve tutukluluk sırasında psikolojik ve/ veya fiziki işkence görmesi; masum insanların özgürlüklerine son verilmesi; hapiste kalanlar gibi, dışarıda kalan çocukların, annelerin, babaların, eşlerin yalnız bırakılmaları; halk tarafından seçilmiş belediye başkanlarının tutuklanarak, halkın egemenliğinin ortadan kaldırılması; iktidarın ahlak, erdem, adalet, vicdan, merhamet, utanma gibi duygulardan nasıl uzaklaştığının bir göstergesidir.

Ahlaki değerlere sahip olmayan insanlar kötü olmaya mahkûmdur. İyilik sadece ahlaki değerlerle sağlanabilir.

Kendi çıkarından ve iktidarından başka bir şeyi düşünmeyen bencil insanların, ahlaklı ve iyi olması olanaklı değildir.

***

Kötülük yapanların birçoğu, kendisi gibi olmayanlardan, kendisi gibi düşünmeyenlerden, kendisi gibi yaşamayanlardan nefret eder. Çünkü kötülük yapan kişilerin özgüveni yoktur ve kendileri gibi olmayanların varlığı karşısında kendilerinin yok olduğunu hissederler. O nedenle de kendileri gibi olmayanları yok ederek var olmaya çalışırlar.

Kötülük yapanlar, kendi yetersizlikleri nedeniyle, kendileri gibi olmayanların karşısında sürekli bir eziklik duygusu içinde yaşarlar ve bu eziklik duygusu zamanla kıskançlık, hınç, kin, nefret, öfke duygularına dönüşür.

Bunun son aşaması şiddettir. Masum insanları hapishaneye atarak onlara eziyet etmek, insanları tehdit etmek ve hedef göstermek de şiddettir. Bu şiddetin uygulanmasından zevk almak sadizmdir. Kötülük bir ruh hastalığıdır ve sadizm de bu ruh hastalığının en uç noktasıdır.

Faşizm bu ruh hastalıklarından beslenir. O nedenle faşizm bir ideoloji değildir. Çünkü ideoloji, antik Yunancadaki “idea” ve “logos” kavramlarının bileşiminden türetilmiştir; ideoloji, kavramsal ve kuramsal bir yapıdır; ideoloji akıl unsuru içeren bir yapıdır.

Kötülük ise akıldan yoksunluktur, aptallıktır.

***

Kötülük yapanlar, kendi yetersizliklerini, ezikliklerini ve bunun sonucunda oluşan kıskançlık, hınç, kin, nefret, öfke duygularını gizlemek ve uyguladıkları zalimlikleri gerekçelendirmek için sahte mağduriyet kurguları ortaya atarlar veya yaşadıkları mağduriyetleri orantısız biçimde abartırlar, bu konuda yalan söylemekten ve iftira atmaktan çekinmezler.

Kötülük yapan insanların birçoğu, hem dogmatik ve despotik hem de sevgiden yoksun ortamlarda yetiştikleri için, içine düştükleri kısır döngüden kolay kolay çıkamaz. Kötülük yapan insanlar genellikle başka dünyalara açılamazlar, insanlığın önünde duran olasılıklara ulaşamazlar, potansiyellerini kullanamazlar.

İyi olmak büyük emek, mücadele, fedakârlık ve cesaret ister. Kötülük ise aynı zamanda korkaklıktır.

Kötülük bir karakter ve kişilik zaafiyetidir. Bu zaafiyeti aşmak büyük bir karakter gücü, emek, fedakârlık, cesaret ister.

***

Kötülük ve onunla bağlantılı tüm olumsuz duygular, aynı zamanda cehaletin ve eğitimde yetersizliğin sonucudur.

Ancak eğitim okuldaki eğitimden de ibaret değildir. Okulda eğitim, ailede eğitim, mahallede eğitim, medyada eğitim, bunların hepsi bir bütündür.

Toplumsal, siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel düzen bozuk olunca, buradan çıkacak doğru ve ahlaklı insanların sayısı, çoğunlukta bile olsalar, yeterli olmaz.

Çünkü kötülük yapan insanlar azınlıkta bile olsalar, kötü oldukları için, kurnazlıklarıyla, iyileri esir almanın bir yolunu bulabilirler.

Olası bir iktidar değişikliğinde kötülük yapanların bir kısmı hukukun işletilmesiyle bertaraf edilebilirler. Ancak kötülüğü kökten bertaraf etmenin tek yolu insanı sevmek ve eğitimdir.

İnsanın yaşarken ve ölürken sahip olacağı en değerli şey de iyi bir insan olmaktır.

Mal, mülk, para, pul, makam, mevki, iktidar değildir!